Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Erken saptandığında sıklıkla önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir, ancak farkındalığının ve erken tanısının düşük olması birçok olguda buna imkân vermemektedir.
Kronik Böbrek Hastalığı Sayısı
Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar, hastalığın farkındalığının yüzde 10’un altında olduğunu göstermiştir. Türkiye’de ise farkındalık düzeyi daha düşüktür. Türk Nefroloji Derneği (TND) tarafından yapılan Türkiye Kronik Böbrek Hastalığı Prevalans Çalışmasına (CREDIT) göre ülkemizde KBH’nin farkındalığı yüzde 2’nin altındadır. Bu çalışmada ülkemizdeki sıklığı %15,7 bulundu. Neredeyse her beş kişiden birinde böbrek hastalığı söz konusu…
Düşük farkındalık nedeniyle hastalık Son Dönem Böbrek Yetmezliği (SDBY) evresine ilerlemekte, kötü yaşam kalitesi ve yüksek sakatlık ve ölüm oranları ile hasta sağlığını etkilerken uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile sağlık bütçesini ciddi olarak tehdit etmektedir.
Kronik Böbrek Hastalığının Sonuçları
İki önemli sonucu var. Direkt ya da hipertansiyon gibi dolaylı yollardan kalp hastalığı ve felç gelişimine yol açarak ölüme ya da kalıcı sakatlıklara zemin hazırlayabiliyor.
Kronik bir rahatsızlık olduğu için yaşam kalitenizi oldukça düşürüyor. İkinci sonuç ise bir diyaliz cihazına bağımlı olarak yaşamaya devam etmektir. Ancak bir canlı vericiden ya da kadavradan böbrek nakli yapılabilirse hayat kaliteniz ve yaşam süreniz düzelecektir.
Hastalığın Tedavisi
Aslında diyaliz ve böbrek nakli de hayat kurtarıcı tedavilerdir, çünkü çoğu kronik hastalığın bu şekilde bir tedavisi dahi bulunmamaktadır.